İster bir aile şirketi olun, isterseniz iki ortaklı, on ortaklı şirket olun, mutlaka yazılı kurallarınız olması gerekir.
Aile şirketi iseniz, aile meclisi anayasası.. Ortak iseniz ortaklık sözleşmesi veya ortaklık anayasanız olmalıdır.
Ortaklıklar, kurumsal olmayan şirketlerde özellikle kobilerde, aile şirketlerinde olduğu gibi uzun ömürlü olmuyor.
En küçük bir isletme dahi olsanız veya iki ortaklı bir şirket dahi olsanız, kendi çapınızda kurumsallaşmak zorundasınız.
Kurumsallaşmak…. yani , neyi ? Nasıl ? Kimle ? Kaç kişiyle? Hangi şartlarda ? is yapacağınızı belirlemek demektir.
Şirket zarar ederse , nasıl bir yöntem izlenecek.?
Şirket kar ederse, ne kadarlık bolumu yatırıma gidecek ? Kar payları dağıtımı nasıl olacak? Ücretler , avans çekilecek mi ? Ne kadar ?
Bu kurallar belirlenmezse, yani herkes şirket kasasından kafasına göre para çekerse ve sonra da ihtiyacımız kadarını alıyoruz derse , o şirketten hayır gelmez. !
Bir aile şirketi tanıyorum. Baba vefat edince iki çocuğa dükkan kaldı. Cephesi 8 metre kadar. Kardeşler ilk is olarak, islerini ayırdılar ve dükkanı ortadan ikiye böldüler. 4 er metrelik cepheye sahip dükkanlarında , ikiye bölünmüş sermaye ile is yapmaya çalıştılar… Olmadı, kapattılar. Her ikisi de kaybetti.
Oysa, ayni dükkanda sermayelerini birleştirip, ayni personeli değerlendirip daha verimli isler yapabilirlerdi. Üstelik her ikisi de kazanacaktı.
Bir başka örnek ; İki ortaklı bir şirket tanıyorum.
İyi para kazandılar. Kazandıklarıyla ev aldılar, araba aldılar, eğlenceye daha çok daldılar. Onlar da battılar.
Çünkü, kazandıkları ile şirketlerine yatırım yapmamışlardı. Sektörlerindeki gelişmeyi takip edemediler. Teknolojiye yatırım yapmadılar. İs yerlerine yatırım yapacaklarına , kişisel servet edinmeyi tercih ettiler.ancak , daha sonra o kişisel servetleri is yerini de kurtarmaya yetmedi. ..
Sonuç ; şirket battı.. Ortaklar ayrıldı.
Çevremizde o kadar çok yaşanan örnekler var ki, her birisinden alınacak çok dersler var.
Aile şirketlerinde eslerin ve çocukların , yani ikinci veya üçüncü kuşağın şirkette çalışmaları da önceden belirlenmelidir.
Örneğin ; bizim aile meclisi anayasasında eslerin şirkette çalışmalarına izin vermiyoruz. Nedeni; kalabalık kardeşlerin olması, eşit davranmamız gerektiğidir.
Her bir ortak, ya da her bir kardeş esine is vermeye kalksa ve eslere de müdürlük versen , O zaman ne olacak ?
Hangi gelin hanimi genel mudur yapacaksın ?
Aile kavgası.
Bir örnekte bununla ilgili vereyim.
3 kardeşli şirketten , büyük olan ağabey ” burada kararları ben veririm ” düşüncesiyle kendi esini şirkete mudur yapmıştı. Ben, bunu duyunca kendisini uyardım. Eslerinizi nasıl şirkete mudur yaparsınız diye ? Ya diğer kardeşlerinde ayni talepte bulunursa ne yapacaksın .?
Bana verdiği cevap ilginçti..
– ” diğerleri böyle bir şey yapamaz… ”
Eyvallahhhhh..
Peki sonuç ?
Kardeşler ayrıldı.!
Kim bunlar ? der gibisiniz .. Söyleyeyim.
Komsunuz..
Çocukluk arkadaşınız ..