Son haftalarda Biga’nın ve ülkemizin gündemi çok yoğundu.
Geçen hafta Biga Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerini atlattık. Yoğun işlerim nedeniyle çok fazla zaman ayıramasam da, başkan adayı olduğum daha önceki seçimlerden daha fazla ziyaret gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Özellikle ikinci meslek komitesinde yani üreticilerin yer aldığı üyelerimizi gezme fırsatım oldu. Bildiğim sorunlarla karşılaşsam da, en çok dikkatimi çeken, bu kadar KOBİ işletmemiz varken, devlet desteklerinden yeterince yararlanamıyorlar. Bunun için yönlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu gözlemledim. Yeni başkan Şadan Doğan ve ekibinin de projelerinde yer alan yatırım danışmanlığının bu açıdan çok önemli işler yapacağına inanıyorum.
Evetttttt…. Gelelim seçimlere. Sürpriz olmadı. Şadan Doğan ve ekibi çok iyi hazırlandılar, çok çalıştılar ve kazandılar.
Başkan adayları medenice mücadele ettiler.Her iki başkan adayı arkadaşımız arayıp kutladılar. Kendilerine bir kez daha teşekkür ederim. Seçimlerde kazanan Biga olsun demiştik. Kazanan Biga oldu.
Gelelim geziye..
Taksim Gezi Parkı eylemlerinin hemen ardından Başbakan’ın Fas, Cezayir, Tunus gezisine katıldım. Çok yorucu bir yolculuktu. Fas Krallığı, Başbakanımızı ve bizi çok iyi karşıladılar. İkili iş görüşmelerimiz oldu. Oradan Cezayir’e geçtik. Cezayir Başbakanı da ülkemize ve Başbakanımıza övgüler yağdırdı. büyümemizden ne kadar çok etkilendiklerini anlattılar.
Tunus’a geçtiğimizde ise yine Tunus Basbakanı ile samimi bir görüşme yapıldı ve her iki basbakan 1 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmini yetersiz bularak, 3 milyar dolar hedef koydular.
Basbakanımız özellikle Ortadoğu lideri gibi, bir bakıma her ülkede ders verircesine son 10 yılda yapılanları aktarıyor. Özelleştirmeden korkmayın diye de nasihatta bulunuyor.
Arap ülkelerinde de, örneğin Tunus’un çok gelişmiş olduğunu gördüm. İnsanlar modernleşmiş..
Seyahat boyunca Başbakanımızın yorgun ve üzgün olduğunu gözlemledim.
Dün, TÜSİAD genel merkezinde yönetim kurulu toplantısına katıldım. TÜSİAD Başkanı bize Başbakan ile yaptığı ve birbuçuk saat süren toplantının detaylarını anlattı. Sonra her yönetim kurulu üyesi de kendi bakış açılarını anlattı. Dört, beş farklı senaryo ileri sürenler olsa da, sonuçta mutabık kaldığımız konu; hep birlikte el ele vererek, ülkemiz için pozitif çalışmalar yapmaya devam etmek oldu. Daha önceden planladığımız Cizre gezisine hep bilikte katılım kararı alındı. Açılım konusuna destek vermenin önemi anlatıldı.
Akşam üstü, Ekonomi Gazetecileri Derneği ödül törenine de katılarak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve İstanbul Valisi ile de sohbet etme imkanımız oldu.
Her düşünceden, siyasal görüşten insanlar olabilir; ancak bu ülkenin de nereden nereye geldiğini, özellikle 12 Eylül döneminde yaşanan sıkıntıları da çok iyi bilen ve fatura ödeyen biri olarak diyorum ki:
Demokratikleşme konusunda eksiklerimiz olabilir. Ekonomimiz tam rayına oturmamış olabilir.
Ancak, Türkiye’nin önü çok açık. Yeter ki birbirimizi daha iyi anlayalım!
Dünya’nın en büyük 10 ülkeden biri olacağımıza hiç şüphem yok.